Ömer Seyfettin


Haber bülteni üyeliği



Ziyaret Bilgileri

[ Per, 21 Kas 2024 ]
Toplam 36 ziyaret
30 benzersiz ziyaretçi

omerseyfettin » Ömer Seyfettin Kuşadası'nda

       Ömer Seyfettin      

       ÖMER SEYFETTİN KUŞADASI'NDA


       Kuşadası tarihi hakkında araştırmalarımı sürdürürken, Hayat Tarih Mecmuası'da Sayın Şevket Rado'nun "Ömer Seyfeddin'in Bir Edebiyat Meraklısına Mektupları" adlı yazısı dikkatimi çekti. Rado, yazısının başlangıcında "Çok kağıt atıyoruz. Bilhassa tanınmış adamların aileleri o tanınmış adamlar öldükten sonra evvela kâğıtlarını atıyorlar; mektuplarını atıyorlar... 
       Bugün ismini göklerde tutmak isteğimiz bir şairimizin, bir romancımızın, bir hikâyecimizin, bir kumandanımızın hayatı, düşünceleri, hadiseler karşısındaki tavrı, aşkı, kederi, sevinci, hiddeti, merakları, endişeleri hakkında hiç bir şey bilmiyorsak, bunları bilmediğimiz için de gerçek şahsiyetini meydana çıkaramıyorsak, bu yüzden onların eserleri dışında, türlü vesilelerle yazmış oldukları mektupları saklamayı akıl edemediğimiz, insanları kahreden bir fütursuzlukla bu mektupları lüzumsuz kâğıtlar sayarak atmış olduğumuz için çıkaramıyoruz. 
       Benim kâğıtlara meraklı olduğumu bilenler zaman zaman atılacak kâğıtları ellerine geçirirlerse getirip satmak isterler. Bunların bazılarını okumadan birkaç kuruş mukabilinde satın alırım. Bunların arasında pek ehemmiyetli kâğıtlar, mektuplar çıktığı olmuştur. Şimdi Hayat Tarih Mecmuası okuyucularına takdim ettiğim mektuplar da bana böyle gelmiştir. Onları bir yerden ele geçiren bu mektupların Ömer Seyfeddin'in mektupları olduğunu biliyordu. Ama nerede bulduğunu söylemedi. İstediği parayı vererek hepsini satın aldım. Okuduğunuz zaman göreceksiniz ki, bu mektuplar, Türk edebiyatının en büyük hikâye üstadı Ömer Seyfeddin'in henüz 21 yaşı ile 23 yaşı arasında iken bir edebiyat meraklısına yazmış olduğu mektuplardır. Kendisi o sırada Kuşadası'ndaymış. Ömer Seyfeddin hakkında en ciddi etüdü yapmakta olan Tahir Alangu arkadaşımıza bu mektupları gönderdim. Ömer Seyfeddin'in bu mektupları o zaman bir edebiyat meraklısı olan tanınmış gazeteci Hakkı Tarık Us'a yazmış olduğunu söyledi. 
       Kime yazılmış olursa olsun, muhakkak olan şudur ki bu mektuplar Ömer Seyfeddin'in edebiyata yeni girdiği devri, o sıralarda edebiyat hakkında düşündüklerini, sevdiklerini, beğendiklerini meydana koymaktadır. Bilhassa bu mektuplar sade Türkçe'nin en büyük üstadı olan Ömer Seyfeddin'in başlangıçta ne kadar ağdalı bir dille yazmış olduğunu göstermesi bakımından şayanı dikkattir. Yine pek şayanı dikkat olan başka bir nokta, Ömer Seyfeddin'in 6 Şubat 1321 (1905) ile 4 Aralık 1323 (1907) arasında iki sene içinde dilini ağdalı Osmanlı dilinden sadeliğe doğru akıtmış olmasıdır. 
       Daha esaslı bir incelemeye ne yazık ki vaktim olmadığı için elime geçmiş olan bu 9 mektubu daha fazla gizli kalmadan Ömer Seyfeddin'i tetkik edecek olan edebiyat tarihçilerimizin dikkatine arz ediyorum." diyerek, evlerimizde aile büyüklerimizden intikal eden belge, mektup, resim gibi kâğıt parçalarının uzmanlarının elinde tarihi değer taşıyabileceğini çok güzel ifade etmektedir. 
       Edebiyatımızın en büyük hikâye üstadlarından Ömer Seyfeddin henüz 21 yaşında iken iki yıl süre ile (1905, 1907) yıllarında 40. Redif Alayı'nın 2. Kuşadası Taburu'nda muazzaf mülazımı olarak görev yapmıştır. 
       Yazar Şevket Rado'nun da belirttiği gibi Kuşadası'nda bulunduğu sıralarda gazeteci Hakkı Tarık Us'a gönderdiği 9 adet mektup bugün elimizde bulunmaktadır. Bu mektuplardan son ikisi İzmir'den yazılmıştır. Başlangıçta mektuplarında kullandığı ağdalı dilin, Kuşadası'nda bulunduğu iki yıl sonunda sade Türkçe'ye dönüştüğü yazdığı mektuplardan ve şiirlerden anlaşılmaktadır. Ben burada Ömer Seyfeddin'in, Hakkı Tarık Us'a yazmış olduğu mektupların tamamını size aktarmak yerine, sadece Kuşadası ile ilgili bölümleri aktaracağım.

       3 Ekim 1906 (20 Eylül 1322) tarihinde Hakkı Tarık Us'a yazdığı beşinci mektubunda: "... Ada'ya teşrif etseydiniz. Memnun ve müftehir kalacaktım. O vakitler geleydiniz bu harikulade manzarayı, bu vasi' ve teliyesaz (teselli edici ve geniş) denizi, bu kederengiz adacığı bütün şi'riyet-i hülya-hiziyle temaşa (hülya veren şiirliği ile seyir) edecektiniz. Fakat şimdi bu huysuz ve geçimsiz kış o kadar çabuk geldi ki bütün bu sükun-ı bedayi (bedii sessizlik) üzerinde asabi fırtınalar, soğuk ve sevimsiz naralarıyla bahar-ı faninin matemlerini ağlatıyor, yazın yeşil ve mebhut hatıratını (sessiz hatıralarını), o vakit uyuyan bu köpürmüş denizi tahkir ediyor..." 

       Kuşadası'nın sonbaharı ve kendi içinde bulunduğu ruh hali ile ilgili görüşlerini 21 Ocak 1906 (8 Kanun-ı Sani 1322) de yazdığı yedinci mektubunda şöyle naklediyor: 
       " Kardeşim, 
       Mektubunuzu aldım. Hemen cevap veremediğim için kusurumu affediniz. Zira muzdaribim. Yazmak değil, hatta düşünmeye bile iktidarım yok. Ve zannetmeyiniz ki hastayım... Kış olunca, havalar soğuyunca bende en feci buhran-ı asabi başlar. Bu benim tabiatımdır. Bunu ancak yaz güneşi, tenhai (tenhalık, ıssızlık) ve sükun tedavi eder. Halbuki şimdi... Yağmur, yağmur, yağmur. Haftalar geçiyor, güneş görünmüyor. Ben odamda mahbus ve bi-emel (emelsiz, isteksiz) kıvranıyorum. Gayri kaabil-i teselli bir bedbinlik, siyah kabuslarıyla beni ihata (çeviriyor) ediyor. Ölümü düşünüyorum. Her şey mahkum-ı ademken bu hab-ı muğfil-i hayat içinde (aldatıcı hayat uykusu içinde, her şey yokluğa mahkumken) nasıl aldanıyoruz, kardeşim, nasıl. Nasıl her şeyi, hakikat-ı hiçiyi (hiçliğin gerçeğini) unutuyoruz. 
       Okumaktan, yaşamaktan, konuşmaktan nefret ediyorum. Mademki bütün, muhitat-ı mer'iyye ve gayri mer'iyye (geçerli olan ve olmayan bütün çevreler) yalancı bir rüyanın serab-ı inkılabatıdır (değişmelerin), niçin üzülüyoruz öyle ise... Karanlık bir bikarari (kararsızlık) bütün sanat-ı tahassüsatıma hakim. 
       Hâsılı kardeşim farz ediniz ki hastayım ve size istediğiniz gibi yazamadığım için darılmayınız. Şimdi zavallı Paul Veriaine'nin 
       Un grand someil noire, 
       Tombe sür ma vie 
       Dormez, tûn espoir 
       Dormez, tûn ten vie. 

       neşidesi benim heyüla-yı şükuhum (ululuk tasavvurum)... Benim nakarat-ı ızdırabım..." 
            
       Büyük Türk edebiyatçısının Kuşadası'nda bulunduğu süre içinde yazdığı bu mektuplardan kendi iç dünyası ve Kuşadası'nın sessiz, sakin yaşamı hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. 
       19 Ekim 1906 (6 Teşrinievvel 1322) Kuşadası'nda günümüz Türkçe'si ile yazmış olduğu şiir ise şöyle: 

       GURBET ELİNDE 

       Güneş batmakta... Ovada gecenin 
       Gölgeleri büyür büyür, sararır, 
       Ağaçlıklar, akan sular bir serin 
       Rüzgâr ile dalgalanır, kararır. 
       Kuşlar ötmez, yuvalar boş görünmez. 
       Bir ışıltı uzaklarda: Yazık, ben 
       Öksüzüm şimdi bu yolda giderken 
       Gök bile yıldızlarına bürünmez! 

       Eski izler: Çirkin, korkunç lekeler 
       Kılavuzluk eder. Zavallı atım 
       Şüphelenir bu gidişten ve kişner... 

       Gece gelir: Issızlık sanki solur, 
       Ve ruhum uyur, uyanır her adım 
       Atımın nal sadası ninni olur!


       9 adet mektup arasında Kuşadası ile ilgili bölümleri size aktardım. Mektupların diğer bölümlerinde ise Ömer Seyfeddin'in, Hakkı Tarık Us'a aktardığı görüşler, düşünceler yer almaktadır. Mektupların tamamı Ticaret Odası Kütüphanesi'nde oluşturduğumuz Kuşadası Arşiv belgeleri arasında tetkik edilebilir. 
       Tesadüfen yakılmaktan kurtarılan bu mektuplar sayesinde bizler bugün büyük hikâyecimiz Ömer Seyfeddin'in hayatında iki yılı Kuşadası'nda geçirdiğini ve yine burada dilini arılaştırdığını öğreniyoruz. (1,2
       Ali ERGÜL  

       1 ERGÜL Ali, DEVEKUŞU Kültür ve Sanat Dergisi, Temmuz 1996 Sayı: 3  s.12 ve devamı. 
       2 GÜLER Hilâl Söke'de Yerel Basın ve Basın Yayın Hayatı, s. 189-193


Yorumlar (3)
Kültür: Kültür gökkuşağı gibidir? Kültür yaşadıkça yaşandıkça oluşur? Sipariş üzerine yapılmazzz?
Ayhan Alkan tarafından | Sal, 19 May 2015 02:27:02 tarihinde yazıldı.
Kültürüne mazlumuna sanatına sanatçısına sahip çïkmayan toplum toplumlar asimile yok olmaya mahkum tutukludur?
Ayhan Alkan tarafından | Sal, 19 May 2015 02:25:44 tarihinde yazıldı.
çok iyiiiiii
merve tarafından | Sal, 24 Ara 2013 10:43:26 tarihinde yazıldı.





Editör Bilgileri

Oyhan Hasan Bıldırki

Emekli


Editöre Ulaşın

En Son Güncellenenler

ikinci-jeanpaul
freebsd
apiterapi
aramamotorlari
uyku
kazimkoyuncu
peyzaj

Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Gizlilik Sözleşmesi | Üye Girişi